Turizm sektöründe yaşanan ciddi sıkıntılar turizmcilere endişeli günler yaşatırken, sağlık turizmi alanında hizmet verenler daha umutlu bir tablo çiziyor. Ege Sağlık ve Turizm Derneği Üyesi, Medicalpark İzmir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Zeki Hozer, İzmir’de sağlık turizmi alanında 10 milyar dolar gelirin bir hayal olmadığını söylüyor. İzmir’in yetişmiş insan gücü, ulaşım olanakları, fiziki standartları yüksek hastaneleri ve sağlık turizmini yapıldığı ilk kentlerden biri oluşuyla önemli avantajları olduğunu anlatan Dr. Hozer, “Verilen destekler sürerse, sağlık turizminde yüzde 20 büyüme beklentimiz var. Genel anlamda turizmde sıkıntı yaşıyoruz ama orta vadede kan kaybına, sağlık turizmi pansuman olabilir” diyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı destek paketi, artan terör olayları ve Rusya ile uçak krizi sonrası gerilen ilişkiler nedeniyle sıkıntıya düşen turizmcileri bir parça olsun rahatlatmış görünüyor. Açıklanan destek paketinin ne şekilde uygulanacağı, mevzuatta değişikliklerin ne zaman ve nasıl yapılacağı belirsizliğini korusa da sektör yetkilileri “muhatap alınmanın bile” moral verdiğini dile getiriyor. Turizm sektörünün “sağlık” alanında çalışan temsilcileri ise şimdilik bu yangından daha az etkilenmiş görünüyor. Sağlık Bakanlığı’nın stratejik planlarına girmeyi başaran, 2023 yılında 2 milyon yabancı hasta 20 milyar dolar döviz beklentisi taşıyan sağlık turizmi temsilcileri sağlık alanında her geçen gün artan yatırımlardan umutlu.

İzmir Üniversitesi, Medical Park İzmir Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Ege Sağlık ve Turizm Derneği üyesi Dr. Zeki Hozer, sağlık turizminde önümüzdeki dönemde yüzde 20 büyüme beklediklerini, hatta genel turizmde yaşanan kan kaybına sağlık turizminin pansuman olacağını söylüyor. Sağlık turizmi için gelen bir turistin haftada ortalama 13 bin 500 dolar harcama yaptığını belirten Dr. Zeki Hozer, “Normal bir turist haftada ortalama 750 dolar harcıyor. Sağlık turizmi için gelense 13 bin 500 dolar. Yani yaklaşık olarak normal turiste göre 18 kat daha fazla katma değer yaratan bir sektör sağlık turizmi” diyor.
Türkiye sağlık turizminde hızla yükseliyor

Türkiye, yaşanan tüm sorunlara karşın dünya turizm liginde altıncı sırasında yer alıyor. Sağlık turizminde şimdilik 12. sırada yer alan, ama sahip olduğu olanaklarla zirveye oynayan Türkiye’ye bu alanda en çok Almanya ve Libya’dan turist geliyor. Geçen sene 580 bin hastanın “sağlık turizmi” kapsamında geldiği ve 5 milyar dolar döviz bıraktığı Türkiye’de İstanbul, Antalya, Ankara ve İzmir en çok tercih edilen kentler olarak sıralanıyor. Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Danışma Kurulu Üyesi de olan Dr. Zeki Hozer, termal turizm ve SPA, medikal turizm, yaşlı ve engelli turizmini kapsayan sağlık turizminde Türkiye’nin çok önemli avantajları olduğunu dile getiriyor:

“Türkiye son on yılda gerçekleşen sağlık reformu sonuçlarına bağlı olarak özel ve kamusal sağlık alyapısını yeniledi. Kaliteli insan kaynağına sahip. Dünya üzerinde genel turizm destinasyonu içinde ilk altıya girmiş olması çok önemli. Sağlık turizmi hizmeti verdiği tesisler Joint Comissions International/Uluslararası Birleşik Komisyonu (JCI) belgesi taşıyor. Ama en önemlisi fiyat açısından yarattığı avantaj. Amerika’da 120-150 bin dolara yapılan organ transplantasyonu bizde 50-70 bin dolar düzeyinde yapılıyor. Bu alanda Hindistan, Amerika ve Tayland lider ülkeler. Sağlık turizminde hem alan hem veren ülkeler var. Amerika bunlardan birisi. Gerekçeleri farklı. Hindistan ve Tayland’da ise fiyat yarar ilişkisi öne çıkıyor. Amerika’daki herhangi bir tedavinin yüzde 30’uyla bu ülkelerde tedavi olmak mümkün. Bizde de yaklaşık yüzde 25’iyle ameliyat olmak mümkün” diyor.
İzmir’e 40 milyon dolarlık katkı

Türkiye’nin sağlık turizmi pastasından elde ettiği 5 milyar dolar cironun yüzde 2’sini İzmir Üniversitesi Medical Park Hastanesi olarak yaptıklarını anlatan Dr. Zeki Hozer, İzmir’e 40 milyon dolarlık bir gelir sağladıklarını söylüyor. Dr. Hozer, “Bizim kazancımız Türkiye’nin ve İzmir’in kazancı. İki yılda yaklaşık olarak 26 bin geceleme yapmışız. 15 bin dolarlardan düşünürseniz yaklaşık 40 milyon dolarlık gelir sağlamışız İzmir’e. Çünkü gelen kişiler burada otellerde kalıyorlar, lokantaları kullanıyorlar, alışveriş yapıyorlar. Tam bir turizm hareketliliği yaşanıyor” diyor.
Dünya standartlarında hizmet veriliyor

Türkiye’de sağlık turizmini gerçekleştiren kurumların dünya standartlarında hizmet verdiğine dikkat çeken Dr. Hozer, İzmir’de birkaç yıl önce JCI belgeli üç kurum bulunduğunu, değişen koşullar doğrultusunda şu an sadece Medical Park Hastanesi’nde bu belgenin bulunduğunu söylüyor. “Bugün Amerika’da bu belgeye sahip akredite olmuş 110 hastane var. Türkiye’de ise 50 hastane bu belgeyi taşıyor. Bu belge her yıl denetleniyor” diyen Dr. Zeki Hozer hastaların en çok plastik, estetik problemlerin giderilmesi, saç ekimi, meme büyütme küçültme, burun düzeltme, kalp cerrahisi, ortopedik cerrahi, onkoloji ve tüp bebek için Türkiye’ye geldiğini belirtiyor.
Yabancı dil büyük sorun

Sağlık turizminin yüksek hızlı bir ivmeyle gelişirken bazı sorunları bulunduğunu anlatan Dr. Zeki Hozer, “En önemli problemlerden birisi yabancı dil konusu” diyor. Gelen hastaların acısını, sıkıntısını doktora aracısız olarak kendisinin anlatmak istediğini belirten Dr. Hozer sektörde iyi yabancı dil bilen doktor, hemşire ve sağlık personeli bulmanın zorluğunu anlatıyor. Bu sorunu aşmak için kendi üniversitelerinde önlem aldıklarını anlatan Dr. Zeki Hozer, “Biz kendi tıp fakültemizde son iki yıl öğrencilerimizin yabancı dil konusuna daha bir ağırlık verme kararı aldık. Bu arada hastanedeki personelimizi de yoğunlaştırılmış dil eğitimi verdik. Bu süreçte İzmir’de yaşayan yaklaşık bin 500 yabancı öğrenci olduğunu farkettik. Onlardan da yararlandık” diyor.
Libya hasta ihraç ediyor

Libya’da yaşanan çatışmalar sonrası sağlık alt yapısının tamamen yok olduğunu belirten Dr. Hozer, ülkedeki herkesin sağlık hizmeti almak için yurt dışına çıktığını dile getiriyor. Bu süreçte Türkiye’ye Libya’dan çok hasta geldiğini anlatan Dr. Hozer, “Biz de yıl içinde nereden bakarsanız bakın toplam hastamızın yüzde 25’ini Libya ve Kuzey Afrika’dan alıyorduk. Yaklaşık 100 bin civarında bir hasta” diyor. Libya’ya güvenlik önlemleri nedeniyle vize konulmasının ardından bu hasta sayısının bıçak gibi kesildiğini söyleyen Dr. Hozer, “Vize güvenlik kaygısıyla konuldu elbette ama hasta olan insanlar vize almak için başvuracakları konsolosluk da bulamadı. Büyükelçilik, konsolosluk kapalı. Orada en az 40-50 bin hasta var ama vize olmadığı için gelemiyor. Her yere başvurduk. Bir çözüm yolu olarak internet vizesi ya da kapı vizesi alınması gibi çözüm yolları üzerinde çalışıyor Dış İşleri Bakanlığı.Çok nadir gelenler var onlar da Tunus ya da Fas’a geçip oradan vize alıp geiyorlar. 100 bin hastanın 5-6 bini ancak gelebiliyor” diye konuşuyor.
İzmir avantajlı
Yıllardır sağlık turizmi alanında çalışan sektör temsilcilerinden birisi olan Dr. Zeki Hozer, sektöre destek verilirse 10 milyar dolarlık ciroları elde etmenin mümkün olduğunu söylüyor. Üniversite olarak bir acenta gibi çalıştıklarını ve otellerle işbirliği yaptıklarını, sektöre destek verdiklerini belirten Dr. Hozer sektörün geleceğine ilişkin şu görüşleri dile getiriyor:

“Sektörde teşviklerin çok iyi tanımlanması gerek. Normal turizme verilen teşviklerin sağlık turizmi yapan tüm hastanelere de verilmesi gerek. Bu alanda yasal bazı problemler var. Mevzuat, sağlıkta tazminat hukukları ve komplikasyonlarla ortaya çıkan durumların tazminine yönelik bazı hukuki mevzuat var. Öte yandan yerel yönetimler ya da bakanlık düzeyinde kümelenme çalışmalarının yapılması, uluslararası tıp kongrelerinin İzmir’e çekilmesi gerekiyor. İzmir Kalkınma Ajansı orjinli projeler artırılabilir diye düşünüyorum. Biz acenta gibi çalışan bir kurum olduk. Hastalarımızı beş yıldızlı otellerde ağırladık, oteller de fiyatları makul düzeye indirdiler. Karşılıklı ‘kazan kazan’ anlaşmaları yapıldı. Fuarlar, kongreler, seminerlerle algıda farkındalığın arttırılması iyi olacaktır. Bugün bu sektörde 10 milyar dolarlık ciroları elde etmek mümkün İzmir’de.”
İzmir’in yetişmiş insan gücü, ulaşım olanakları, fiziki standartları yüksek hastaneleri, termal olanakları ve sağlık turizmini yapıldığı ilk kentlerden biri oluşuyla önemli avantajları bulunduğuna dikkat çeken Dr. Hozer, “Sağlık turizminde yüzde 20 büyüme beklentimiz var. Genel anlamda turizmde sıkıntı yaşıyoruz ama orta vadede kan kaybına sağlık turizmi derman olabilir” diyor. Dr. Zeki Hozer termal turizm alanında yapılan yatırımlarla İzmir’in yanı sıra Afyon, Kütahya, Uşak gibi illerde de önemli termal tesislerinin yapıldığını, ülkenin termal rezerviyle Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada olduğunu belirtiyor.