Turizm sektöründe yaşanan kriz öylesine büyük ki, başta sektör örgütleri, tüm bileşenler bu krizden en az zararla çıkabilmek için var gücüyle çaba harcıyor. Turizm acil eylem planı ve istihdam destek paketlerinin sağladığı avantajlara karşın Antalya ve Muğla devasa sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Desteklerden yoksun bırakılan İzmir de krizi aşmak için konumunu, yaşam biçimini, kalitesini öne çıkararak, turizmi çeşitlendirerek çözüm üretme çabasını sürdürüyor.
Avrupa pazarında umudunu koruyan turizm sektörü, “son dakika” beklentileri bir yana, iç pazara bel bağlamış görünüyor. Turizm sektörü, yaşanan onca olumsuzluğa rağmen ülkenin güvenlik algısını pozitife çevirmeye çalışmaktan da geri kalmıyor. Bu noktada İzmir Büyükşehir Belediyesi, Valilik, İzmir Ticaret Odası, İzmir Kalkınma Ajansı, İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) el ele verip yurt dışından konuklar getiriyor. Bu süreçte gözler “dost ve kardeş ülkeler” ile “belediyelerin kardeş kentlerine” çevriliyor.
Dost, kardeş Azerbaycan
İzmir’e kentin tanınırlığını, bilinirliğini, kente gelen turist sayısını artırmak yolunda çabalara geçen hafta bir yenisi eklendi. Azerbaycan’dan on kişilik bir grup İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün davetlisi olarak İzmir’e geldi. Üç gün boyunca ağırlanan grupta Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı Basın Müşaviri Zöhre Aliyeva’nın yanında ülkenin önde gelen seyahat acentası yetkilileri ve basın mensupları da vardı.
Grup, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) üyeleri ve İzmir’deki acenta yetkilileri ile birlikte Ramada Plaza İzmir Otel’deki toplantıda bir araya geldi. Otelciler, acentacılar Azeri yetkililere halkın seyahat alışkanlıklarını, nelerden hoşlandığını, pazara nasıl girebileceklerini sordu. Azerbeycanlı konuklar da kendi gözlemlerine dayanarak İzmir’i anlattı, önerilerde bulundu.
“İzmir demek Kuşadası demek”
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den gelen konuklar Agora ve Kemeraltı’nı gezdiklerini, İzmir’de olmaktan çok mutlu olduklarını söylediler. Kentle ilgili olarak görüşlerini sorduğumuzda, “Biz İzmir deyince Kuşadası’nı tanıyoruz. Biz İzmir’i Kuşadası’na gitmek için kullanıyoruz. Havaalanına geliyor, oradan Kuşadası’na gidiyoruz.Oysa burada tarih, arkeolojik alanlar, müzeler çok güzel. İzmir’e alışveriş için geliyorduk. İzmir’de termal tesisleriniz de varmış, bilmiyorduk” karşılığını verdiler.
İzmir için iyi bir potansiyel
Bu ziyaretin gerçekleşmesinde Bakü’de Kültür ve Turizm Müşavirliği görevinde bulunan İl Kültür Turizm Müdür Yardımcısı Murat Karaçanta’nın katkısı olmuş. İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz ile Karaçanta, Kafkas bölgesinin en önemli uluslararası fuarlarından biri olan 15. Bakü Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı’nda (AITF) İzmir’i tanıtmışlar. Murat Karaçanta AITF Fuarı’nın ardından İran, Kazakistan, Gürcistan’da düzenlenen fuarlara da katıldıklarını, bu ülkelerin Türkiye’ye, İzmir’e büyük ilgi gösterdiğini anlatıyor. Karaçanta, tatilde deniz, kum, güneşi tercih eden Azeriler için İzmir’in iyi bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çekiyor.
Azerbaycan: Bir millet iki devlet
İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz, Azerbaycan’dan Türkiye’ye 2015 yılında gelen turist sayısının 600 bin dolayında olduğu bilgisini veriyor toplantıda. Azerbaycan’ın Türkiye için, büyük potansiyel olduğunu söylerken, direkt uçuş olmamasının bir sıkıntı olduğunu dile getiriyor. Ancak yine de direkt uçuş gündeme gelene kadar charter uçaklarıyla en azından bu potansiyelin değerlendirilebileceğini, zaman yitirilmemesi gerektiğini belirtiyor. Ediz, tanıtım çalışmalarıyla Kuşadası yanında İzmir’in kent merkezini ve diğer ilçelere de turist çekilebileceğini kaydediyor.
THY İzmir’i hub yapmalı
ETİK Başkanı Mehmet İşler, Azerbaycan’ın Türkiye için 82. il gibi değerli ve önemli olduğunu söylüyor. Turizmcilerin sıkıntısına dikkat çekerek, “Gün dayanışma günü, kardeşlik günü. 2017’nin 2016’yı aratmamasını diliyoruz” diyor. Azerbaycan’ın Türkiye’de en çok Antalya ve İstanbul’u tercih ettiğini dile getiren İşler, “Çünkü İzmir’e direkt uçuş yok. Uçuş olmayan hiçbir yerde bu bayrağı dikebilmemiz kolay olmayacaktır. THY’nın İzmir’i hub ilan edip direkt uçuşları artırması gerekiyor” diye konuşuyor. Azerbaycan için bir atağa geçtiklerini söyleyerek, “İzmir’e gelen turist sayısı en iyi rakamla 1 milyon 250 bin. Bunun 500 bini kruvaziyerle geliyordu. Kalan 800 binin 300 binini Azerbaycan’dan sağlayabiliriz. Bu işbirliğini karşılıklı yapabiliriz” diye ekliyor.
İzmir’i tanımıyoruz
Toplantıda söz alan acenta sahiplerinin söyledikleri ise oldukça ilginç. TurizmAz Seyahat Acentasının CEO’su Murad Karamov, acentalar olarak İzmir’i tanımadıklarını, İzmir’in turizm olanaklarının Azerbaycan’da mutlaka tanıtılması gerektiğini söylüyor. Karamov, “Ürününüzü seçin ve nasıl geleceğimizi saptayalım. Burada termal, SPA, alışveriş olanakları, kültür turizmi için çok güzel olanaklar var. Birisini öne çıkararak tanıtım yapmanız, talep yaratmamız gerekiyor. Direkt uçuş olmaması büyük sıkıntı. Charter uçağının riskini almak zor. Biz İbiza ya da Barcelona için bu riski alabiliriz. Ama İzmir için hep birlikte bir şeyler yapmalıyız” diyor.
Toplantının ardından Karamov’a İzmir’le Rusya arasındaki krizden, yaşanan olumsuz olaylardan Azerilerin etkilenip etkilenmediğini soruyorum. “Bizim yurttaşlarımız acentalardan yerini ayırtır. Aileleriyle seyahate çıkacaksa internetten satışa güvenmez. Bize geldiklerinde gazetelerde okudukları, televizyonda izlediklerini soruyorlar. ‘İzmir oralara çok uzak’ diyoruz ve ikna oluyorlar. Buranın güvenli olduğunu ve sahip olduğu güzellikleri anlatıyoruz” diyor.
“Üniversitelere öğrenci gönderebiliriz”
Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı Basın Müşaviri Zöhre Aliyeva bir öğretmen. İzmir’e ilk defa gelmiş ve çok etkilenmiş. Toplantıda iki ülke arasında sağlık turizmi ve eğitim odaklı çalışmalar yapılabileceğine değiniyor. İzmir’deki üniversitelerde okuyan çok sayıda Azeri öğrenci olduğunu, daha fazla öğrencinin buraya okumak için gelmek istediğini söylüyor. O da acenta sahibi Karamov gibi aynı şeyi söylüyor, “Siz önce hedefinizi seçin. Ona odaklanıp tanıtımınızı yapın Azerbaycan’da. Biz geldik, siz de gelin ve anlatın. Biz dost iki ülkeyiz, kökenlerimiz yüzlerce yıl öncesine gidiyor” diye ekliyor.
“Bir neden olmalı”
Azerbaycan’la yapılan toplantıda ETİK Başkanı Mehmet İşler bir istatistik paylaşıyor ve pazara ilişkin şu görüşleri dile getiriyor:
“2016 Nisan ayında Azerbaycan’dan gelen kişi sayısı 112. Aynı dönemde Almanya’dan 47 bin, Hollanda’dan 12 bin, dibimizdeki İran’dan gelen 9 bin 800 kişi. Azerbaycan ham bir pazar. Bu pazarda Ukrayna, İsrail gibi rakiplerimiz var. Buralara sağlık turizmi için gittiklerini öğrendik. Bizim fiyatlarımızı eş değer hale getirmemiz gerek. Medikal olanaklarımızı anlatmamız gerek. Eğitimle ilgili talep var ama tanıtamamışız. Resort konusu gündeme geldi. Azeri yurttaşlarımızın her şey dahil sistemi tercih ettiklerini gördük. Turlar şehir içi yemekli turları da kapsasın istiyorlar. Daha fazla diyalog kurmamız gerek.Uçak problemimiz var. Buraya gelmeleri için bir neden olmalı. Bizim tanıtımla onlara ürünümüzü sunmamız gerekiyor. İZTAV’ın tanıtım bütçesine Azerbaycan’ı da eklemeyi önereceğiz. Direkt uçuş konusunu da en kısa sürede çözmemiz gerekiyor. İşbirliğimiz karşılıklı olarak artarak sürecek.”
Toplantı sonunda ortaya çıkıyor ki, biz kendimizi dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a bile anlatamamışız. Ama bu sadece bize özgü bir durum değil. Çünkü geçen yıl iki defa devalüasyon yaşayan Azerbaycan da kardeş ülkeden umut bekliyor. İnterneti araştırınca Mart ayında yayınlanan bir haber gözüme ilişiyor. “2016’yı turizm yılı olarak ilan eden kardeş ülke Azerbaycan, Türkiye’de Turizm Temsilciliği açtı. ‘Sen de Azerbaycan’ı gör’ sloganıyla yola çıkan Azerbaycan yetkilileri, Türkiye’den Azerbaycan’a gelen turist sayısının 2015 yılı için 340 bin civarında olduğunu, bu sayının karşılıklı olarak artırılaması gerektiğini söyledi.”
Geliş gidişlerin, karşılıklı olarak artmasını dileyelim. Zira kardeş ülkemizde bile İzmir tanınmıyor ay balam…
İzmir tanınmıyor ay balam
Category: Köşe yazıları