Mezunu olduğum İzmir Kız Lisesi’nde 7 Mayıs 2016 günü düzenlenen geleneksel lokma günü, benim için her yıl düzenlenenlerden farklıydı. 31 yıl önce mezun olduğum İzmir Kız Lisesi’nden 41 yıl önce mezun olan büyük ablam ve 38 yıl önce mezun olan küçük ablamla ilk kez bir araya geldik. Üç kızı da aynı okulda okuyan ve mezun olan, üç kızının da İzmir Kız Lisesi günlerine tanık olan 83 yaşındaki annem de bizimleydi. Anne ve kızları, ilk kez bir araya geldiğimiz lokma gününde heyecanlı, hüzünlü, sevinçli anıları paylaştık.
Sürekli değişen gündem nedeniyle bir türlü yazamadığım lokma günü izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
“Kızımız olursa burada okusun”

Annemle babam, evlendikleri yıl İzmir Kız Lisesi’nin önünden geçerken, “Kızımız olursa biz de burada okutalım” diye konuşurlarmış. Dedikleri gibi de olmuş. Tanrı onlara üç kız evlat vermiş. Büyük ablam Ayfer Soybaş 1975 yılında, ardından küçük ablam Kadriye Sayınbatur 1978 yılında mezun olmuş bu tarihi okuldan. Ben de 1985 yılı mezunuyum.
Büyük ablamın okul giysisinin içinde krem rengi bebe yakalı bir gömlek, üstüne giyilen kahverengi bir elbise, aynı renkte bir boyun bağı, kahverengi ayakkabılar olduğunu anımsıyorum. Lacivert pilili etek, beyaz gömlek ve yakasında okul logosunun olduğu kırmızı ceketler ise küçük ablamın okul formasıydı. 1982-1985 yılları arasında okurken ben de o ünlü formayı kullandım üç yıl boyunca.

Açıkçası kırmızı ceket giymek çok cazip gelmezdi, ama eteğimi okul dışında da severek giyerdim. Okulun son günü çoğu arkadaşım, eteklerinin üzerine yazılar yazmış, “Bir daha giymeyeceğiz bu etekleri” demişlerdi. Bense iyi bir terzi olan büyük ablamın elinden çıkan ve her yıl yenilenen lacivert pilili eteğimi sonraki yıllarda da severek giymiştim. O yıllarda çekilen fotoğraflara bakınca her şey çok daha farklı görünüyor insanın gözüne. Birer gelincik gibi duruyor tüm kızlar okul fotoğraflarında.
Lokma gününde büyük buluşma

Okulun kuruluşunun 93. yılında, belki okulun tarihinden de eski olan çam ağaçlarıyla süslü bahçesinde bine yakın mezun bir araya geldi bu yıl. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yüzlerce mezun birbirine özlemle sarılarak, yaşama veda edenler için göz yaşları içinde geçmişe doğru yolculuğa çıktı. Okulun mermer beyaz merdivenleri önünde kurulan kürsü, okuldan 70 yıl önce mezun olanların anılarını duyurdu tüm konuklara.
İstanbul, Ankara, Eskişehir, Bursa, Antalya hatta İngiltere, Yunanistan ve Almanya’dan bile gelenler vardı. Okuldan 1945, 1949, 1956 ve 1963 yılında mezun olanlar, bir dönem ceylan gibi sektikleri merdivenleri, artık beyaz saçları, ellerinde bastonlarıyla da çıkıyorlardı.
Okulu 71 yıl önce bitirmiş olan 1945 mezunu Mübeccel Akönder, ağır ağır çıktığı merdivenlerde yaptığı duygulu konuşmasında şunları söylüyordu:

“Bu güzel okuldan 71 yıl önce mezun oldum. Buradan mezun olduğum için gurur duyuyorum. Öğretmenlerimiz bizleri Atatürkçü, milliyetçi ve cumhuriyetçi gençler olarak yetiştirdi. Cumhuriyetimizin bu çok önemli okuluna sahip çıkın ve adını sakın değiştirmeyin. Bugün bizler bir yerlere geldiysek, okuyup profesör, müdür, öğretim görevlisi ya da memur olduysak Atatürk ilkelerine sahip çıkan ve bizlere bu ilkeleri öğreten okulumuz, öğretmenlerimiz sayesinde olduk.”
Mübeccel Akönder’e, “Bu okul size ne kazandırdı?” diye sordum, şu yanıtı verdi gururla:

“Bir defa insanlık kazandırdı, öğretmenlerimiz bizi çok sıktı, fakat güzel yetiştirdi. Atatürkçü, millyetçi, cumhuriyetçi yetiştirdi herşeyden evvel. O ilkelere bağlı çocuklar yetiştirdi. Onun için öğretmenlerime çok dua ediyorum. Şimdiki gibi gevşek değildi, çok sıkıydı. Mesela buradan mezun olduğumuzda olgunluk vardı. Üniversiteye girebiliyordun olgunluğunu verince. Kız Lisesi’nden, Atatürk Lisesi’nden mezun olanları bazı üniversiteler imtihansız alıyorlardı.”

İzmir Kız Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Avukat Gönül Yılmaz, konuşmasında okulun tarihçesinden söz etti. İzmir Kız Lisesi’nin Cumhuriyetin en önemli eğitim kurumlarından biri olduğuna değinen Yılmaz, okul mezunlarının aldıkları eğitimle Türkiye’nin dört bir yanında en üst düzeyde görevlerde hizmet verdiğini anlattı. Gönül Yılmaz, mezunlar derneğinin 1992 yılında kurulduğunu söylerken, “Bugün üye sayımız 344. Binlerce mezun veren, 93. yılını kutlayan bir okul için bu sayının daha da artmasını istiyoruz” diye ekledi.

Gönül Yılmaz, konuşmasının ardından okuldan 1956 yılında mezun olan ve 60. yıllarını kutlayan mezunlara beyaz güller verdi. Okulun her yeri, koridorlarda, sınıflarda, kantinde, okul bahçesinde kendi gençliğini arayan mezunların koşuşturmasıyla doldu taştı gün boyunca.
Kız Lisesi’nin profesör mezunları

Okula bir ay önce atandığını anlatan Okul Müdürü Murat Arslan ilk defa tanık olduğu bu mezunlar gününden çok etkilendiğini söyledi. İzmir Kız Lisesi’ne Güzelbahçe 60. Yıl Anadolu Lisesi’nden geldiğini belirten Arslan, uzun yıllardır müdürlük yapmasına karşın, İzmir Kız Lisesi’nde müdür olmanın başka bir duygu olduğunu dile getirdi.
Murat Arslan, biz sohbet ederken fotoğraf çektiren 60 yıllık mezunları göstererek, “Şu fotoğraf çektiren bayanları görüyor musunuz, o karedeki bayanların neredeyse tamamı profesör. İzmir’de size bu duyguyu yaşatacak okul sayısı üç. İzmir Kız Lisesi, Atatürk Lisesi, Namık Kemal Lisesi. Burada müdürlük yapıyor olmak gerçekten çok farklı” dedi. Arslan, okulun mezunlar derneği için okulda bir bölüm açılacağını da söyledi.

İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Sezen Koşay da okulumuzun 1956 yılı mezunlarından. İzmir Kız Lisesi’nin orta ve lise bölümlerinde okuyan Prof. Dr. Koşay, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Farmakoloji Anabilim Dalı’nda öğretim üyeliği görevlerinde bulunmuş.

Prof. Dr. Sezen Koşay’la henüz okulumuz üzerine söyleşmeye başlamıştık ki, dönem arkadaşları neşe içinde koluna girip fotoğraf çektirmek için yanımızdan uzaklaştırdı. İzmir Kız Lisesi’nin 1956 yılı mezunları, diğer dönem mezunları gibi, derneğin hazırladığı cübbeleri giydi, kepleri taktı ve 60 yıl önce çektiremedikleri mezuniyet fotoğraflarını çektirdi…