Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca geçen yıl destekleme kapsamına alınan lavanta, büyük ilgi gören tıbbi aromatik bitkiler arasında başı çekiyor. Isparta, lavanta üretiminde lider il konumunda. Isparta’nın yanı sıra İzmir, Denizli, Tekirdağ, Yalova, Afyonkarahisar, Konya, Eskişehir gibi farklı coğrafyaya sahip illerde de lavanta üretimi için düğmeye basıldı, fideler çiftçilere dağıtıldı, projeler hazırlandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2015 yılında Isparta’da 292 ton, diğer illerde ise 108 ton lavanta üretimi gerçekleşti.
Lavanta Kokulu Köy

Susuz, kıraç alanlarda, zor koşullara dayanıklı olarak yetişebilen lavanta üreticiler için alternatif ürün olarak tercih ediliyor. Kozmetikte ve tıp alanında kullanılan lavantanın en önemli özelliklerinden biri ise muhteşem kokusu ve renkleriyle kırsal turizmi de harekete geçiriyor olması. Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyünü tam bir cazibe merkezine dönüştüren “Lavanta Kokulu Köy” projesinin mimarlarından Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Sağdaş, proje bu hızla giderse bölgenin Fransa’nın Provence bölgesine rakip olabileceğini söylüyor. “Lavanta artık kabuğunu kıran bir inci gibi” diyor.

Sağdaş, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Anadolu Efes tarafından yürütülen “Turizm Gelecekte” programına alınan “Lavanta Kokulu Köy” projesi kapsamında Temmuz ayında bir kadın kooperatifi kurduklarını anlatıyor. 2016 Oçak ayında başlayan, 2017 Ocak ayında sona erecek projenin devinimiyle köyde oluşan farkındalığın arttığını belirten Ali Sağdaş, 2015 yılında köyü 1500 kişinin ziyaret ettiğini gelenlerin tamamının Koreli olduğunu anlatıyor. Bu yıl ise sosyal medyayı da aktif kullanmalarıyla 20 bin ziyaretçinin lavanta için yollara düşüp Keçiborlu’yu ziyaret ettiğini söylüyor. Projenin ardından hiçbir konaklama tesisi olmayan köyde yaklaşık 25 kişiyi ağırlayabilecek dört tane ev pansiyonu açıldığını belirten Sağdaş, “Dışarıdan çok sayıda yatırımcı köyde otel yapmak istedi ama biz buna kaşı çıktık köylülerle. Herşey doğal olsun ve girişimi yapacaksa köylü yapsın istedik” diyor.
Kuyucak, lavantada rol model

Yılın son turizm fuarı Travel Turkey’de söyleşme olanağı bulduğumuz Ali Sağdaş, lavanta sayesinde 250 kişilik Kuyucak köyünün bu işe girişen bölgeler için rol model olduğunu dile getiriyor. Köyün kaderini değiştiren, kadınları birer girişimciye dönüştüren proje sonrası kurulan kooperatifte çok sayıda eğitim verdiklerini anlatan Sağdaş, Keçiborlu’nun adını dünyaya duyuran ve sadece bir yıla sığdırdıkları dev projelerine ilişkin şu bilgileri paylaşıyor:

“Projemiz, başvuru yapan 412 proje arasında desteklenecek üç projeden biri olmuştu. Ayrılan bütçe ise 99 bin 500 lira. Amaç, ulaşım olanaklarının avantajlarından yararlanarak yıllardır lavanta yetiştiriciliği yapan Keçiborlu’nun Kuyucak köyünü kırsal turizmin merkezi haline getirmekti. Böylece hem bölgede alternatif bir istihdam alanı oluşacak hem de göçle birlikte bölgesel kalkınma sorunları aşılabilecekti. Bu amaçla eğitim faaliyetleri düzenledik. Kurumsal kimliğimizi oluşturduk. Bir internet sitesi ve yanı sıra satış sitesi kurduk. Kitapçıklar hazırladık, foto-safariler düzenledik. Logomuzla hediyelik eşyalar tasarladık. Projenin ardından kurduğumuz kooperatife köyden 22 kadın üye oldu. Sonra bu sayı 16’ya düştü çünkü sergiliklerini kendileri açmak istediler. Bu yıl kooperatifteki kadınlar 1750’şer lira bölüştüler gelirden. Kooperatifin tüm kurulum masrafları da turizm gelirlerinden karşılandı. Kooperatif kadın emeğinin değerlenmesi açısından yön verdi. Önceleri lavantayı sadece kuru lavanta olarak satıyor ya da yaş halde fabrikaya veriyorlardı. Proje kapsamında kooperatifte görevli üç bayanın da katılımıyla Marsilya’ya bir teknik gezi düzenledik. Bu gezi gerçekten ufuk açıcı bir etki yarattı hepimizde. Artık sadece kuru lavanta satmıyor kadınlar. Lavanta sabunu, kolonyası, kremi, yağı, kurabiyesi, muhallebisi, çayını yapıyorlar. ”

Köy kooperatifinin ürünlerini
www.lavantakokulukoy.com alan adlı internet sitesi üzerinden pazarladıklarını belirten Ali Sağdaş, bu yıl farklı firmalardan yılbaşı için binlerce ürün siparişi aldıklarını da anlatıyor. Bu siparişlerin sevindirici olduğunu ama yeterince hazırlıkları olmadığı için siparişlere yanıt vermediklerini söylüyor. Sağdaş,”Önümüzdeki yıl daha geniş kapsamlı üretime geçeceğiz, böyle çoklu siparişler için elimizde hazır ürün olacak” diye konuşuyor.
Lavanta balı da revaçta

Projenin başından beri Keçiborlu Kaymakamlığı adına görev alan Ali Sağdaş, lavanta balı konusunda da güzel gelişmeler yaşadıklarını anlatıyor. Bölgede 2014 yılında lavanta balına ilişkin bir proje yaptığını anlatan Sağdaş, projesiyle “Tarıma Değer Katanlar 2016” yarışmasında proje kategorisinde Türkiye birincisi olmuş. İki yıl önce lavanta balının kilosunun 20 liradan satılırken bu yıl 130 liraya alıcı bulduğunu belirten Ali Sağdaş, köyde yaklaşık 10 ailenin 800’e yakın kovanı olduğunu, arıcılığın yaygınlaştığını söylüyor. Lavanta balının özellikle kemoterapi alan kanser tedavisi gören hastalarda karaciğer ALT ve AST değerlerini düşürdüğü bilgisini veriyor. Lavantanın karaciğere fayda sağladığını, sedatif etkisi bulunduğunu, özellikle stres ve uyku bozuklukları tedavisinde destek olduğunu anlatıyor. Diz ağrılarına iyi gelen lavanta yağını ise “Birebir kendi deneyimlerimden biliyorum, yaşlılar mutlaka kullanmalı” diyerek övüyor Sağdaş.
“Fransa bize örnek oldu”

“Gelecek Turizmde” projesi kapamında tur firmalarıyla görüştüklerini ve Kapadokya-Pamukkale gezisi yapan tur firmalarının artık köye de uğradığını anlatıyor Ali Sağdaş. 2016 yılının 25 Haziran-15 Ağustos tarihleri arasında bini yabancı olmak üzere 20 bin turist ağırladıklarını söylerken mutlu. “Sosyal medyada yurt dışı için çalışıyorum. Bu yıl yabancı turist bakımından sıkıntılıydı. Ama biz daha yolun başındayız. Fransa’da gördüklerimiz bizim için çok değerli deneyimlerdi” diyen Sağdaş, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Teknik gezi için Marsilya’ya giderken, uçak yere ineceği sıra lavanta öbeklerini göreceğimizi umuyorduk. Oysa lavanta tarlaları Marsilya’nın dağ köylerinde, merkezden 100-120 kilometre uzaklıktaymış. Ancak lavantayı öyle bir markalaştırmışlar ki, kırsal turizmde birinci sıraya yerleşmişler. Marsilya Fransa’nın ikinci büyük şehri ve aynı zamanda tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirildiği bir bölge. Yaklaşık 300 çeşit bitkiden söz ediliyor. Lavanta ağırlıklı bu bölgede. Her yer lavanta değil, ama lavantadan yaptıkları ürünler ülkenin her yerinde. Bizim arazilerimiz parçalı. Oradaki gibi 100-150 dekar tek parça arazilerimiz yok. Ama gelecek yıllarda olmaz diyemeyiz. Köylü kazandıysa yapar elbette. Niye yapmasın ki? 45 yıldır yapıyor bunu. En kötü zamanlarında bile lavantayla uğraşmış. Lavantacılık Türkiye’de gelişmeye başladı artık. Köyde su olmadığı için lavanta tercih edilmiş. Başka ürün üretemedikleri için.”
Kafuru oranı yüksek

Keçiborlu’da üretilen lavanta, melez bir çeşit olarak bilinen Lavender Intermedia X Süper A. Bu çeşit lavantanın yağ ve çiçek veriminin yüksek ama yağ kalitesinin biraz düşük bir çeşit olduğunu anlatıyor Ali Sağdaş. Lavantanın bugün 3 bin dekar alanda yetiştirildiğini anlatan proje koordinatörü Sağdaş, “Köy artık bu üretimin faydasını görmeye başladı. Lavanta kurusu 3 liradan gidiyordu. Şimdi toptan fiyatı 8 – 10 lirayı buluyor. Geçen yıl kurusu 25 liraya kadar çıkmıştı. Yağının litresi ise 250-300 lira civarında” bilgisini veriyor. “Ürettiğimiz lavantada kafur oranı yüksek, yabancılar kafur oranı düşük ürün almak istiyorlar” diyen Ali Sağdaş bu nedenle ürünlerin daha çok yurt içinde satıldığını söylüyor. Kafur ayrıştırıldığında doğal böcek ilacı olarak kullanıldığını söylerken, aynı zamanda sinek kovucu etkisi olduğunu da belirtiyor.
Lavanta ve gül şehri

Keçiborlu ilçesi 1970’li yıllardan beri lavanta dikmesine karşın, yönünü turizme çevirdiğinde bu işten daha fazla para kazanmaya başlamış, “gelecek turizmde” diyebilmiş. Ali Sağdaş, bir kilo kuru lavantanın yaklaşık 10 liradan satılırken, katma değer yaratan bir ürüne dönüştüğünde kilosunun 100 liraya çıktığını dile getiriyor. Bir dekar alandan 600-750 kilo yaş lavanta elde edildiğini, bunun yaklaşık beşte bir oranından da kuru lavanta sağlandığı anlatıyor.
Lavantayla gül rekabetini sorduğumda “Turizm açısından bakarsanız gülü geçti lavanta” diye yanıtlıyor Ali Sağdaş. “Isparta’da gül turizmi on yıldır yapılıyor ama bir yılda lavanta turizmi için gelen sayısı gül için gelenlerin sayısını geçti. Üstelik Isparta il, Kuyucak ise 250 kişilik bir köy. Gelen kişilerin de nitelikli turist olduğunu söylemeliyim” diye sürdürüyor sözlerini. Keçiborlu’da dört yıldır lavanta dolu bir yaşam süren Ali Sağdaş, “lavanta kabuğunu kıran bir inci gibi artık” diyor.

TUİK’in 2013 verilerine göre lavantanın yüzde 93’ünü Isparta Kuyucak gerçekleştiriyor. Ancak Ziraat mühendisi Ali Sağdaş, “2016’da bu rakam yüzde 80’e düştü. Çünkü bugün Trakya dahil Türkiye’nin bir çok yerinde lavanta üretimi yaygınlaşmaya başladı. Ama kurumsal ve profesyonel olarak Kuyucak’ın yeri başka” diyor.
Profesyonel anlamda lavanta yetiştiriciliği İzmir’de Çeşme Alaçatı’da ve Seferihisar’da daha yeni başlıyor. Lavanta için en renkli görüntüler Haziran’dan 20 Ağustos’a kadar sürüyor. Ali Sağdaş, Haziranın 25’inden temmuz sonuna kadar mor renkli tarlaları görebilirsiniz” diyor. Ağustos’un 20’sine kadar süren hasat zamanı ise yoldan geçen herkesin köyden gelen lavanta kokusunu duyabildiğini anlatıyor.
Gündemin iyice sertleştiği, kan ve barut kokusunun başımızı döndürüp kalbimizi sıkıştırdığı şu günlerde; lavanta kokusu sarsın her yanımızı, kanayan yüreklerimize ise “şifa versin” diyelim.